7 Şubat 2011 Pazartesi

OYSA TEK İSTEDİĞİM....


Bugün Cumartesi, en nihayetinde geldi hafta sonu..
Bütün hafta bugünü bekledim. Saat sekiz, önümde kocaman bir gün var. Biraz kahvaltı, ardından odamı toplayıp, duşşş.. ohhh...Gazeteyi de alırım elime. Açarım televizyonu, eski Türk filmlerinden biri vardır. Uzatırım ayaklarımı kalorifer peteklerine.OHH.. Bugün tek istediğim bu, Bağdat caddesinin trafiğinde gezmek çok anlamsız..Ay şimdiden heyecanlandım .

Neyse çay olmuştur. Bir bakmalı.
Bir mesaj ..bakalım kimdenmiş? Hımm..İndirimler başladı tabii..
Ohh!! hava da mis gibi, pencereleri açmalı biraz. Ay benim güzel güvercinlerim alın size buğday aldım.

Ekmek kalmamış, hemen bakkalı arayayayım da bir gazete, bir ekmek atsın sepete.
Hıh tamam işte.. Saat 1, onikide olmalı randevum. Dişçiye gitmek hiç de keyifli gelmedi ama ne yapayım, adam üç hafta önceden verdi randevuyu, bir daha mümkün değil alamam.
Kaç gündür kahvaltı yapmamıştım , peynir yemeyi özlemişim vallahi. Sigaram da bitmişti, bakkala bir de sigara eklemesini söyleyeyim listeye

Zırr.” Günaydın Merve Hanım” .” aa günaydın, buyrun(sabah sabah yani, hayırdır inşallah komşum)
Pek gün aymadı ama... sizin banyodan alt kata su sızıyor, daha önce de söylemiştim ama değişen birşey olmadı.
“Aaa.. ustayı çağırdım, baktı, düzeltti ama neden hala akıyor? çok üzüldüm. Hemen çağırayım ben bu ustayı. Numarası şuradayı tamam. .
“Munise Hanım , öğleden sonra gelecekmiş. Nasıl?, öğleden sonrayı bekleyemez misiniz? Ama o saatte boşmuş....
...
Peki iyi günler Munise Hanım......((
Zırr..”Kim o?”
“Posta”
“Hay Allah! bu da ne şimdi? Dergi mi? tamam tamam, teşekkürler. İyi günler size de”
Sanırım iki saatim var. Evin içinde salak salak dolaşmaktan başım döndü. Kıyafetleri kuru temizlemeciye verecektim, unutmasam bari, şuraya koyayım da unuturum yoksa.
Zırr..
“ Alo, merhaba, günaydın Mehmet bey. Anahtarlar mı ? benim üst çekmecemde olacak, sağdaki dolap, üst çekmece, oradan alabilirsiniz, sorun değil , iyi günler.”
Tamam şimdi girip, hazırlayabilirim.Ohh be sonunda... Çakmak ,çakmak , bir tane çakmak kalmamış hay Allah'ım ya...Çantamda olacaktı, çantam, çantam nerede peki? Salonda olmalıydı. Ay kibritler de bitmiş, hay allah. Bakkala tekrar telefon.
“Sizi rahatsız ettim ama bir çakmak atabilir misin sepete. “
“Tamam .”
Eeee , su nerde? su da mı bitmiş? . Ay Tanrım sen bana yardım et. Çeşmeden koysam da olmaz şimdi. Bakkalı tekrar arayamam, ayıp oldu giyinip, kendim almalıyım.
Bir saatim kaldı. O arada gazeteye bakarım. Şu çamaşırları da atmalıyım, bu akşama yetişmesi lazım, kızlarla yemeğe çıkacağım başka birşeyim de yok zaten. Çamaşır makinası tamam, peki ya bulaşıklar ..onları da atayım makinaya da, öyle yaparım.
Zırr. Ay yine telefon.”.

“Merhaba anneciğim, iyiyim, sen nasılsın? . Hımm. Bir saatim var anneciğim ama tabiki uğrarım . (Banyo yapacakmış tek başına korkuyormuş. Gitmem lazım) . Ay anneciğim, dişçiye randevum bir saat sonra , yarım saatte hallederim ben o işi. Ay anneciğim akşama kadar bekleme, gelirim ben. Peki anne, tamam, o zaman akşama uğrarım.”
Son yarım saat..
. Su tamam, şekerler tamam. Yok yok , bu olamaz değil mi? Birisi şaka yapıyor bugün bana. Kahve bitmiş..
Yok canım bu kadarı da olamaz, vazgeçiyorum ben bu işten , dişçiye gitme saatim geldi. Hiç değilse onbeş dakika sahilde yürürüm. Olmadı bu iş , başıma bir gelecek var herhalde.
Montumu giydim, kapıyı açtım. Merdivenlerden iniyorum. Kapı açıldı , giriş kata yeni taşınan oyuncu kız ” Ben kahve yapmıştım seni çağıracaktım, bak masada hazır bile”.
Kafamı uzattım, mis gibi kahve kokuyordu ev, beyaz fincanda bol köpüklü kahve sabahtan beri yaşadığım tüm olumsuzlukları bir anda silmişti, yanında su ve lokum bile vardı..bütün güzelliğiyle beni bekliyordu.....
“Sen ne kadar iyi bir komşusun böyle”

1 yorum:

  1. kmşu iyidide dinlenememek kötü olmuş :) zır kapı zır telefon :)

    YanıtlaSil