14 Mayıs 2022 Cumartesi

KAR YAGARSA BENİ UYANDIR


Çok uzun zamandır kimseyle iletişim kurmuyor, sokağa çıkmıyor, ev işi yapmıyordu.

Salonda hep aynı yere oturuyor, saat altıda bira şişelerini önüne dizip belki iki belki üç saat aynı noktaya bakıyordu

Günde sekiz ilaç alıyordu ve ben donukluğunun ilaçlardan mı yoksa ruh sağlığının bozukluğundan mı olduğunu anlayamıyordum.

Keyfi iyiyse yürüyüşe çıkıyor ve biran önce eve dönmek istiyordu.





Sürekli bir çözüm arıyordum onun bir meşgalesi olması için; bazen çiçekleri sulamasını bazen makarna yapmasını istiyordum. Bir  kere yapıyor ve bir daha ben söylemeden hiçbir şey yapmıyordu

Günde on dört  saat uyuyordu. bir keresinde özellikle uyuduğunu bir tek uyurken içinin huzurlu olduğunu söylemişti.

Arkadaşlarımla tanıştırmak istiyordum, ona iyi geleceğini bildiğim, ancak merhaba , hoş geldiniz deyip yine salona geçiyordu.

Sürekli düşünüyordum; onu ne mutlu edebilir  diye. Puzzle aldım yapmadı, bulmaca çözelim dedim istemiyorum dedi, mizah dergileri aldım okumak istemedi. Sadece yemek yiyor, uyuyor ve içki içiyordu, Spora başla diyordum,  hayır  diyordu, dışarı cıkıp içki içelim diyordum,  hayır  diyordu.

Doktorun söylediklerine inanmıyordum. Anne karnında bile başlamış olabilir, bunu bilemiyoruz demişti. Bütün ilaçları denememize rağmen hiçbir etkisi olmadı maalesef, demişti.

Aklıma gelen her şeyi deniyordum, sonra da ona yardımcı olamadığımı düşünüp sürekli kendimi suçluyordum, Gerçek olan şu ki,  bildiğim halde bunu kabul etmek istemiyordum.

Çocukluğunda ele avuca sığmayan bir yaramazdı oysa ki,,,

Piyanoyu ve electro gitarı kendi kendine öğrenmişti, hatta  arkadaşlarıyla beraber bir albüm bile çıkarmışlardı.

Annem sürekli bu çocuk iyileşmeyecek mi diye sordukça her seferinde umut verecek bir şey söylemeye çalışıyordum. 

Askerden geldikten sonra tamamen farklı biri olmuştu.

O yerinde duramayan, beni dakikalarca güldüren kişiden eser kalmamıştı.

yerinden kıpırdamadığı  zamanlar onun en sevdiği tatlıdan sipariş veriyordum belki biraz mutlu olur diye.

ne yedireceğimi ne içireceğimi bilmiyordum. onu rahatlatan tek bir şey vardı; içmek.

Göğsümde beş  yıl önce oturan bir sıkıntı var ve ne yapsam geçmiyor diyordu.

Para veriyordum,  benim parayla yapmak istediğim bir şey yok, sende dursun, diyordu...


Kış geldi. haberler bu kış çok kar yağacağını bildiriyordu. Dikkatle dinlediğini farkettim; televizyon bile seyretmezdi oysa ki.

Bu gece sabaha karşı kuvvetli bir kar yağışı geleceğini söyledi hava durumunu sunan tatlı spiker.

Ve,  uzun zaman sonra ilk kez bir şey istedi benden.

"Abla, kar yağarsa saat kaç olursa olsun beni kaldırır mısın...

O gece uyumamak için kaç  kahve içtiğimi hatırlamıyorum. Gözüm dışarıdaydı, sokak lambasının altına bakıyordum. Önce minik minik atıştıran kar,  sabahın beşine doğru iyice hızlandı ve anında bembeyaz oldu her yer.

Odanın kapısını çaldım, 

uykulu bir sesle;efendim dedi,

Kar başladı , kalk istersen dedim...