30 Nisan 2010 Cuma

ERKEK DEDİĞİN...

Can Yücel”in “Kadın dediğin” adlı yazısını okuduktan sonra bunun neden erkek versiyonu yok diye şaşırdım. Hemen aldım elime klavyeyi başladım işte....


Erkek dediğin; Şöyle bir ortama girdi mi baktıracak kendine, sandalyelerden şöyle bir doğrulacak kadınlar. Titretecek kadınların yüreğini.

Ceketi üstünde emanet gibi durmayacak ama kabadayı gibi de omuzlarına atıp elinde tespihle dolanmayacak.

Ayakkabıları çamur içinde olmayacak, yanınıza eğildiğinde nefesi soğan sarımsak kokmayacak. Yemek yerken özellikle çorba içerken şapur şupur sesler çıkarmayacak, ekmeği kocaman kocaman ısırmayacak. Her bir lokmasından zevk ala ala , keyifle, acele etmeden yiyecek yemeğini.
Çükünü gösterecek kadar bacaklarını açıp oturmuyacak ama öyle karı gibi de bacak bacak üstüne atıp beklemeyecek. Ne aşırı sevgi gösterecek ne de aşırı ilgisiz olacak kadına. Özel günlerde sürpriz yapmayı bilecek ama aldığı hediyelerin fiyatından bahsetmeyecek. Evdeyken de dışarıda olduğu gibi şık ve temiz olacak. Göbeğini göstere göstere kaşımayacak , ağzını gergedan gibi açıp esnemeyecek,

Yanında bir kadın varken, kadınların bol olduğu yere gittiğinde sağa sola bakıp kendini kaybetmeyecek, kadınlar ordusuna karşı seni rezil etmeyecek kadar düşünceli ama seninle başbaşayken fantazi konusunda sınırsız olacak errrkkkek dediğin.

Evde sevgilisiyle tartışırken istediğini söyleyecek ama asla ve asla toplum içinde seni küçük düşürecek hareketlerde bulunmayacak.

“Benim kadınım başının çaresine bakar” deyip sokaklara salacak kadar özgür bırakmayacak ama “ona niye baktın?, bu niye sana baktı?” diye iğrenç kıskançlık krizlerine girmeyecek kadar adam olacak. Taksim kalabalığında bile seni gözleriyle kollamayı bilecek.
“Dekolteye karşı mısın?” diye sorulduğunda ; “Hayır ama karımın giymesini istemem” diyen o çifte standartçılardan olmayacak.
Gerektiğinde ayak parmaklarına oje sürecek kadar becerikli ve sevgi dolu olacak erkek dediğin.

Mutfakta da diğer alanlarda olduğu gibi başarılı olacak. Masada gerim gerim gerinerek oturup” ee, ne yiyiyoruz bu akşam” cılardan olmayacak.
Sana değer verecek ama bir gece klubünde tuvalete kadar eşlik edecek kadar da vıcık vıcık olmayacak.
Güzel araba kullanacak erkek dediğin, elleri titremeyecek ama öyle Bağdat caddesinde müziği sonuna kadar açıp birinci viteste gaza bas bas basıp bağırttıranlardan da olmayacak. Karlı havalarda arabayı bırakıp başka araçlarla gitmeyecek ve daima takoz ,çekme, halatı ve zincir bulunduracak erkek dediğin.
Tangoyla tangayı, Hegel” le Kegel”i, Shopen” le shopping i ayıracak kadar bilgili olacak. Türküleri de operaları da bilecek, hangi minörle hangi majörle çalındığından anlayacak kadar müzik bilgisi olacak ve en az bir müzik aletini çalmış olacak.
Erkek dediğin düğünlerde, doğumgünleri kutlamalarında dansözle aşık atacak kadar kıvrım kıvrım kıvırmayacak. Koltuk altından sırıl sıklam sular çıkmayacak . İçkiyi yerinde, zamanında ve ölçüsünde kullanacak.
Temiz titiz olacak, dişlerini fırçalayıp ardından diş ipi kullanacak. Külodunu her gün değiştirecek. Beyaz pazar donu giymeyecek. Külodunun bir yerinde delik olmayacak. Banyoda işedikten sonra kapağı kapatacak , klozetin kenarında kıl, tüy, sidik var mı diye kontrol edecek, sifonu çekecek. Mümkünse kokutmayacak(!), eğer illete kokutuyorsa mutlaka parfüm sıkacak tuvalete. Yoksa aşk maşk biter.

Uyku haricinde yanınızda zart zurt osurmayacak.

Prezervatif kullanması gereken yerde” ben temizim, yeni tahlil yaptırdım bişey olmaz” gibi Türk Malı saçma cümleler kurmayacak. Ve onu takarken karşı apartmandan görülecek derecede çekiştire çekiştire göstere göstere değil, hiç fark ettirmeden büyük bir titizlikle yapcak ki, sevişmenin akışı bozulmasın.
Pazar sabahları arada bir de olsa yatağınıza kahve getirecek. Bunu yaparken dişlerini fırçalamış, ter kokularında arınmış, tertemiz boxerını giymiş olacak söylemeye gerek bile yok.

Erkek dediğin sevişirken “ geldin mi geldin mi?” Diye sormayacak kadar tecrübeli, “ ay bi kızla sevişmiştim deli gibiydi” falan demeyecek kadar aklı başında olacak.

Tarih bilecek, felsefe bilecek erkek dediğin, Kafka’yı, Orhan Kemal’i, Shopenhaur’u futbolcu zannetmeyecek. Hangi ülke hangi kıtada bilecek, en az bir kaç yurt dışı seyahati yapmış olacak. Herşey dahil tatil köylerinden çoktan uzaklaşmış butik otelleri ikinci adresi bellemiş olacak.
Sohbet etmeyi bilecek ama öyle koca karı gibi car car da konuşmayacak. Dinlemeyi bilecek. Dinlerken gözlerinin içine bakacak. En yakın arkadaşınıza asılmayacak kadar dürüst olacak. Adam gibi adam olacak bir bok yedim mi gelip karşına erkek gibi söyleyecek. Sizden gizli mesaj çekmeyecek. Ona gelen mesajları size bile gösterebilecek kadar dürüst olacak. Telefonunun sizden uzaktayken asla kapatmayacak. Yanınızdayken yerinden kalktığında telefonu masada bırakabilecek kadar güven verecek.

Erkek dediğin öyle her kadına asılmayacak, bakmayacak, doymuş olacak. Aldatmayacak. Aldatsa bile bunu asla inkar etmeyecek kadar adam olacak adam.!!

Ne çok erken ne çok geç boşalacak erkek dediğin...

Heee bulunur mu bilmem. Vardır be .Vardır ama bize denk gelir mi bilmem. Ve de o erkek olur mu onu hiç bilemem...