VEE WHATSUPP'ÇILAR gelsin.
Whatsupp çı türlerini yazmadan önce başka bir şey;
Yediklerimizi paylaşmak için yemeğe gidiyoruz, mekanları göstermek için barlara, kulüplere gidiyoruz, Gezdiğimiz yerlerin ne kadar da hoş olduğunu göstermek
için seyahat ediyoruz. Ben ne kaaa çok kitap okuyorum demek için yanına bir kahve bir çiçek bir iki lokum serpiştirip azıcık da arka fondaki
kitaplığımızı göstererek , varsa bir iki tütsü, ilginç bir vazo ve masa örtüsünü değiştirip
en güzelini sererek bir ayine hazırlar gibi hazırlıyoruz o kitap fotosunu. E tabi fotoğrafı öyle yalnız başına bırakmak olmaz.Şiir ve roman sayfalarını saatlerce karıştırıp en cafcaflı en alıcı cümleyi bulmaya çalısıyoruz. Ben Ahmet Hamdi Tanpınar"ı, Orhan Pamuk"u, Tolstoy"u, Paula Cohelco"yu okuyorum; yaaaa..
En güzel benim yüzüm olsun diye profesyonel makyaj yaptırmaya gidiyor, fön çektiriyor, takma kirpik taktırıp elaleme güzel gözükmeye çalışıyoruz. Gerçekten ciddi bir çaba sarf ediyoruz.
Konsere gittim , benim müzik anlayışım da çok farklıdır ve benim hayatım müziktir aslında demek için konserlere gidiyoruz belki adını sanını duymadığımız gruplara. Artık o aralar hangi grup popülerse.
En güzel benim yüzüm olsun diye profesyonel makyaj yaptırmaya gidiyor, fön çektiriyor, takma kirpik taktırıp elaleme güzel gözükmeye çalışıyoruz. Gerçekten ciddi bir çaba sarf ediyoruz.
Konsere gittim , benim müzik anlayışım da çok farklıdır ve benim hayatım müziktir aslında demek için konserlere gidiyoruz belki adını sanını duymadığımız gruplara. Artık o aralar hangi grup popülerse.
Tiyatroyla hiçbir ilgisi olmayan sevmeyen insanlar olarak Grupanya'lardan ucuz bilet bulup, gitmiş olmak için gidiyor, belki oyunun başında uyuklamaya başlıyoruz. Ama oyun başlamadan önce kırmızı koltuklarda selfiler çektirip hızlı hızlı instagram'a da yüklüyoruz. Oyunu gizli gizli çekiyor, aralarda içtiğimiz kahveleri koyup, Ay, ikinci perde daha da komikmiş, diyerek bir foto da orada çektirip, atıyoruz.
Deniz kenarında olduğumuzu belirtmek için ayakları pedikür
yaptırıp pahalı bir terlik alıyoruz pedikürün bozulmasına maazallah izin
vermeden, denizin tuzunu tatmadan instagram"a atıyoruz.
Şarabımızın fotosunu yükleyeceksek güzel yüzükler takıp en
afili renkli ojelerle yaptırdığımız manikürümüz bozulmadan instagrama yetişmeye
çalışıyoruz.
Evet , hep çok hoş çok gezen çok okuyan çok bileniz.
Ben de çok sinir
oluyorum pek çok kişi gibi, pöf öf yine herkes çok güzel çok mutlu deyip
kapatıyorum instagramı.
Ancak farklı bir taraftan bakınca, yaa boş ver kızım, bak
insanlar bu vesileyle kitap alıyor, hepsini okumasa da bir iki sayfasını
okuyor. Tiyatroda uyuklasa da az biraz sahne tozu üzerine fırlıyor, manikür
pedikürle kendini mutlu hissediyor, bakımsız kalmıyor. Saçlarına fön çektirip
mutlu oluyor. Bu vesiyle konsere gidip müzik zevkini tadıyor, tatile çıkıyor,
bir iki güneşlenip, bir iki kulaç atıp spor yapmış, D vitamini almış oluyor. Şeytan girmiş
odasını temizliyor, topluyor .Bunun nesi
kötü ki?
Öyle değil mi?
Şimdi bugünün asıl konusuna whatsupp'çılara gelelim.
1-
En son
online olduğu saati gizleyenler; Merak edersiniz, derin araştırmalara
girersiniz ama nafile. O kısımda büyük bir boşlukla karşılaşırsınız, Ne zaman
girdi ne zaman online oldu geberseniz de bilemezsiniz(en azından ben bilmiyorum
belki bunu da öğrenmenin bir yolu vardır )
Bu tipler genelde sevgilisi-eşi olup gizli
işler çeviren ama asla açık vermek istemeyen
tiplerdir. Sevgilisine 10da yattım canım, annem girmiş bir akrabaya mesaj
atmış, vallahi haberim yok.Ben o saatte götümdeki pireleri kovmakla meşguldüm.Hem kimle konuşabilirim ki ben o saatte" savunmasına gerek kalmadan işini sağlama alanlardır. Ohhh! her şey rahat, güzel güzel fingirdeyeyim diyen tiplerdir. Öğrenci-müzisyen-ya da
aradığı işi bulamayan, uzun süredir Cv yollayan tiplerdir.
2-
Her
türlü whatsupp grubuna itiraz etmeden girenler;
Sevilmeyen kuzenler, aralarında bir tanesini bile net olarak hatırlamadığı lise arkadaşları,İSMEK, Halk Eğitim kurslarında tanıştığı ev hanımlarıyla sosyalleşmek uğruna
açılan gruplardır. Bu insan türleri her türlü grup davetine "okey, ekle canım beni de" derler. Aman ağzımızın tadı kaçmasın,
ne olur eklesinler işte, mutlu olsunlar, çıkıntılık yapmayayım diyen politik tiplerdir. "Mutlu günler" "güzel bir haftanız olsun" diye pozitif gözükmeye çalışan grup
üyelerine kalp ya da gül göndererek ben de sizdenim diyencilerdir. Fazla
paylaşım yapmazlar, aksi bir yorumda bulunmazlar. He he derler her şeye. Bunlar
en çok korktuğum, sinsi bulduğum ve
gidip döveceğim tiplerdir. Zerre kadar güvenmem onlara. Neyi kaybetmekten korkuyorsun, ne bu uyumlu olayım sevdası.
3-
Olur
olmaz durumlarda mesaj atanlar; Bunlar reel hayatta lider olmak
isteyip, bir türlü becerememiş
kişilerdir. Parti yöneticisi olamadım bari burada grupta organizasyoncu olayım diye sürekli bir etkinlik habercisi
olmaya çalısan tiplerdir, Arkadaşşşllaaar, diye başlarlar cümlelerine.
Moda”da çok güzel bir kafe gördüm, güneşin batışını seyreder , şarap içer, sohbet ederiz;bu akşam gidiyoruuuuzz” diye mesajlar gönderirler, Çoğu zaman bu davetleri “ay canım, ne güzel olurdu, ama bu akşam kuaföre randevum var. Ayy, ne güzel dedin kuşum ama bizim kız ateşlenmiş inşallah başka bir akşam,
Moda”da çok güzel bir kafe gördüm, güneşin batışını seyreder , şarap içer, sohbet ederiz;bu akşam gidiyoruuuuzz” diye mesajlar gönderirler, Çoğu zaman bu davetleri “ay canım, ne güzel olurdu, ama bu akşam kuaföre randevum var. Ayy, ne güzel dedin kuşum ama bizim kız ateşlenmiş inşallah başka bir akşam,
Ayy, vallahi uzun zamandır da
görüşememiştik , çok da özlemiştim sizi ama benim kocamın doğum günü bugün, gidersem kıyamet kopar, Boşanma sebebim olmak istemezsiniz di miii diye üzgün yüz emojisi gönderenler karşısında derin bir hüzne boğulurlar ama yorulmaz, yılmaz pes etmez ve aklına gelen her konuda mesaj atmaya devam ederler. Genelde arkadaşlık kurma konusunda yeteneksiz plaza çalışanları, finansçı ve serbest meslek erbabları olurlar
4-
Her türlü
mesajı okuyan ama cevap yazmayan whatsupçılar; Gönderilen mesajı en
çabuk onlar okur. Gel gelelim okuduğu tarihle cevap verdiği tarih arasında uzun bir period vardır. Ve o cevap unutuluuurr, gider. Sonra da" ay, canım, hızlı
hızlı okudum ama tam cevap verecekken işe güce daldım, unuttum" derler. Oğlum,
okuyorsun bari yaz. Konu ilgini mi çekmedi, beni mi beğenmedin. Hayır, yani
sevmiyorsun sil, engelle beni ama yapma bana! Bu çift yeşil çizgiyi gösterme
bana.! Israrla okurlar, okurlar ama cevap verme sorunları vardır işte. İnsanın
içini içine yedirirler bunlar. Baktınız cevap gelmedi birkaç gün bekler, ya
dur, hakikaten unutmuştur hastadır vs.deyip canım ya yukarıdaki mesajı okudun
mu senden cevap bekliyordum müsaitsen" dersin ama yok, yok işte. O cevap gelmez
Allahın belası whatsup"çıdan. Bunlar genelde avukat, yayıncı, editör ya da
gazetecilerdir. Birileri bunlara yayınlanması için kitabını göndermiştir, kitap
beğenilmemiştir ancak bunu uygun bir
dille anlatmaya cesareti yoktur Ya da birilerinin o gazetede
çalışmak için torpiline ihtiyaç duyulan kişidir. Ya da avukatlık parasında
yüzde elli indirim isteyen müvekkilleridir. Yani onların çok da umurunda
değilsinizdir; fazla çabalamayın, o yeşil çift çizgi öyleee hatıra olarak
dursun orda. İşiniz umutsuzdur kısaca.
5-
Bir satırda tüm meseleyi anlatmak varken bunu
500 satıra yayan insanlar; Bunlara çok sık rastlanır. Toplu taşımadaysanız
bik bik bik devamlı ses gelir yan koltuktan. Bunlara ters ters bakarım,
tansiyonum yükselir. Bu mesajları okuyanların yüzünde pis bir sırıtma olur ve çevresine verdiği gürültü
kirliliğinden haberi olmaz, olsa da umursamaz. Bunlar ne yazık ki benim listemde de var. Allah"ın
cezaları! Canım,
Nas.sın?
Ben
Bugün
Kadıköye inicem
Sen müsaitmisin
Seni görmek istedim
Birşeyler
İçsek
Mi
Ne
Dersin
Canım
Kalp
Kalp
Gülümseme emojisi
Bu da yetmezmiş gibi bir de gül gönderirler. Bunlara cevap
yollamadan önce klasik uyarımı yaparım. Şunları tek satırda yaz, bip bipliyior,
okurken yoruluyor ve bazı yerleri kaçırıyorum. Aaa, şekerim benim telefon
tuşlarında bir problem var aynı satırda yazamıyorum derler. Ben yoruldum
uyarmaktan, onlar yorulmadı. Eğitim kültür düzeyi ne kadar düşükse satırlar o kadar uzun olur. Ev
kadınları, İSMEK kursundaki insanlar, köydeki akrabalar, usta, kalfa, çırak, tesisatçı grubu, tüyü yeni
çıkmaya başlamış ve ağzından "kanka" eksik olmayan ergenler bu gruba dahildir. Engellenmesi mubahtır.
6-
Sessizce gruba girip sessizce çıkanlar; Bunlar
aslında o grupla çok ilgili olmasalar dahi ayıp olmasın diye giren tiplerdir.
Ortam, seviye, konuşulanlar onlar için çok ilgi çekici değildir. Grup
etkinliklerine genelde olumsuz cevap verirler. Her şeyi okur ama cevap yazacak
bir yorum bulamazlar. Halk seviyesine inmek istemezler. Çünkü onların yapacak
faaliyetleri vardır. O gün sinemaya, kadın dayanışması toplantısına, sivil
toplum organizasyonlarına gideceklerdir, İnanın sizin pasta börek toplantınızda,
baby showerınızda, kına gecesi organizasyonunda hiç işleri yoktur. Baktı ki
toplantılar aynı düzeyde gidiyor, sessizce sakince çıkarlar gruptan.Sonra yazışmaların altında sinsice bir " ...gruptan ayrıldı" mesajı gelir .Hemen, kim, kim bu diye ararsın. " Gidersen böyle
gideceksin, büyük olacaksın; İnsan whatsupp grubundan çıkarken bile büyük olmalı
zihniyetiyle giderler. Bence bırakın, sormayın, neden çııkktııın, bir şeye mi
darıldın diye, Çünkü gelecek cevap bellidir. "Yok canım ya, neye darılayım" Emekli, yazar, siyasetle uğraşan tiplerdir bunlar.
Hayırlı Cuma'cılar; Ay, ay! Allah'ım! bıktım bunlardan. Bu yüzden Cuma fobisi başladı bende. Resmen perşembe gecesinden itibaren bir stres sarıyor beni. Perşembe akşam ezanından sonra mesajlar başlıyor. Grup yirmi kişilik." Hayırlı cumalar", altta bir gül fotosu. Sonra 19 kişi "amin, ecmain." Amin, hayırlı cumalar, Rab"bim hepimize hayırlı günler versin. Gidiyor da gidiyor. Hatta bir arkadaş hızını alamadı. Cuma sabah beşte mesaj atıyor. Yatağımdan zıplıyorum; kesin bizimkilerden birine bir şey oldu.Kaza yaptılar, annemi hastaneye kaldırdılar, kardeşim içti içti sarhoş oldu, bir yerlerde bayıldı, polis arıyor. Bir bakıyorum "hayırlı cumalar".Uyku sersemi, gözlüğüm yok, tir tir titreyen parmaklarla cevap yazıyorum. "Kardeşim, Cuma"nın acelesi mi var. Saat beş, uyuyorum, Cuma kaçmıyor" diye, Sonra derin bir sessizlik oluyor. Ertesi gün yüz yüze gelince " arkadaşım, sen kaçta yatıp kaçta kalkıyorsun. Mesajların ya birde geliyor ya beşte. Uyuyorum ve mesaj gelince paniğe kapılıyorum" desem de bir sonraki Cuma aynen devam...
Bu tipler genelde evlenmemiş, hasta annesiyle beraber yaşayan, emekli olmuş , hayattan umduğunu bulamayıp dine sarılmış insanlardır. Ya da malum parti sempatizanı olduklarını belli etmek için çabalayan, çevresinde sevilen bir insan olmak isteğiyle yanıp tutuşan tiplerdir.
Eminim bir sürü daha vardır ama benim aklıma gelenler bunlar.
Hava çok sisli olsa da güzel bir Pazar günü. Biraz film izleyip, çince çalışacağım. Sonra da fıstıklı krokanlı pasta yapacağım. Meşgul etmeyin lütfen.
İnstagramcılar yazısını bekliyoruz !... :))
YanıtlaSil