Fonda Tanju Okan var. Sever misin? Ben çok severim.
"Benim en iyi dostum içkim sigaram
Onlar da terk eder, olmasa paraaaaammm..."
Bir hiç uğruna zaman harcıyorum, biliyor musun
Aşk hiçtir çünkü; elinde hiçbir şey kalmıyor.
Bomboş kalıyorsun, bomboş, sonra da seni bombok
hissettiriyor, bombok!
Aşk hiçbir şeydir; ömrünü böyle bir duygunun varlığına
inandırarak bütün zamanını harcıyorsun.
Önce şair oluyorsun, sonra yazar; olmuyor; oyuncu oluyorsun
aşkı iliklerinde hissetmek, hissettirebilmek için,
Ama sonra şiir de kitap da oyun da bitiyor.
Aynada kendini hep tek başına görüyorsun; hep tek.
Oysa beş yasından beri kandırılmışsın bu duyguyla, elinden
tutmayınca kimse, eksik oluyorsun. Yürürken hafif kambur, ayaklarını sürüyorsun. (aşıkken nasıl
yürüyordun, hatırlasana)
Kahve pişirecek biri olsun diyorsun; iki kişilik fincan takımı alıyorsun. Birini kırıyorsun bir gün, ikincisiyle yine kendin içiyorsun.
Onun için kek tarifleri kurabiye tarifleri alıyorsun birilerinden , süslü
sofralarda sunuyorsun O'na. Hep veriyorsun, hep veriyorsun; nasıl bir kaynaksa bu,
tükenmiyor.
Kadın bu! Isıtılmak istiyor işte. Kendi kollarıyla kendi gövdesine
sarılmaktan bıkıyor.Kadın bu! Sık sık gözlerinin içine bakılsın istiyor. Kadın
bu! Kucaklanıp döndürülmek istiyor yaşı ne olursa olsun, kilosu kaç olursa olsun.
Ayrılığın acısını sigaradan , içkiden çıkarmaya çalışıyorsun; olmuyor. Çare olacağını düşündüğün dayanakların hepsi çaresizliğin oluyor.
Aşk bu canım, aşk! Senden başka kimseye zararı olmuyor.
Geçtiği yollardan geçerken buruluyor buruluyor göğsün; tıkanıyorsun, konuşamıyorsun değil mi?
Bilirim, bilmem mi.
Onu görürsün belki diye saçını başını topluyor, onun en
sevdiği renkteki elbiseni giyiyorsun, değil mi?
Bilirim, bilmem mi...
Bir sigaranın dumanı bir rakının beyazı bile sadece onun
gülen güzel dudaklarını hatırlatıyor, değil mi?
Bilirim, bilmem mi.
Kopsun artık diyorsun değil mi, kopsun bitsin, yaşam nereye kadarsa.
Daha fazlasını yaşamak daha çok parçalanmak, daha çok
bölünmek, daha çok çatlamak değil mi?
Yaşıyorsun işte,
Yaşıyorsun be gülüm.
Yarım, kırık, topal, flu ama yaşıyorsun işte. Zaten en acımasız
olan da bu değil mi, zorla yaşatıyor seni Tanrı, zorla!
Bakalım nereye kadar diyorsun,
Ciğerin bir yanda, ellerin ayakların bir yanda, göğsün bir
yanda...
Ha, göğüs dedin de
aklıma geldi,
Fındık kadar bir şey fark ettim göğsümde, oha! Bu ne lan, diye
yüksek sesle konuştum, kendim duydum o sesi yani.
Bastırdım elimle, evet, orada bir "şey" vardı. Ruh gibi gezdim evde
sabaha kadar. Bakalım daha neler olacak dedim. Ertesi gün doktora gittim; filmler filan çekildi, amaaan, dedim, memen mi var derdin var. Doktor gülümsedi. Sıkıp
sıkıştırıp makinenin içine koydular zavallıcıkları, şekilden şekile girdim. Canım
yandı. Kapalı yer fobisi olduğu için kadına yalvardım yakardım kapı aralık kalsın diye. Odanın kapısını aralık gören yakışıklı bir doktor girdi içeri, ama göreceği bir şey de yoktu zaten. Abuk subuk bir poz vermiş, yarı çıplak bir kadın işte.
Bir de ultrason filan çekildi işte. Doktor, "çok mutlu oldum, kötü bir şey değilmiş" dedi.
Zamanı geldiyse ve gerekliyse mamografiyi sakın ihmal etmeyin hatunlar.
Ne zaman üzülsem vücudumun bir kenarından bir şeyler fırtlar. En çok da göğsüm acımıştı terk edilince.
Zamanı geldiyse ve gerekliyse mamografiyi sakın ihmal etmeyin hatunlar.
Ne zaman üzülsem vücudumun bir kenarından bir şeyler fırtlar. En çok da göğsüm acımıştı terk edilince.
Orda çıktı acısı.
Tüm bunlar olup biterken, bugün yayıncım mesaj atmış. "Akşama baskıya giriyor kitap" diye. Ne güzel gülümsedim bir bilseniz.
Bazen oluyor işte, güzel şeyler de oluyor.
Kitabımı raflarda görünce ilkinde yaptığım
gibi yapacağım; ona sarılıp uyuyacağım.
Dünyanın en kötü
kitabı olsa da umurumda değil; o benim, ben yazdım, benim sevgilim o.
Hadi eyvallah , kalın sağlıcakla.
Sen şanslısın içini döküp somut bir hale getirip sarılabileceğin bir kitabın var.. Ya yazamayan, içine atan, işte senin de bi an korktuğun memendeki gibi bezelerle yaşayan kadınlar. Ya da geceleri yattıklarında ıslanan yastıkları.. hoş o kadınlar bir yastıkta kocamak için dikilen çift kişilik yastıkları bir yaştan sonra ortadan kesip tek kişilik yastık yaparlar... Kitabin için çok mutluyum, seni tebrik ediyorum...
YanıtlaSilYorumun çok güzeldi. Seni anlıyorum. En azından yalnız değiliz, biz kadınlar birbirimizi biliriz,değil mi?
YanıtlaSil