6 Eylül 2011 Salı

ESRA'YA BİR ERKEK BULDUK MERSİN'den

Tarih fi ..

Hayatımın en büyük hatası olan ilk ilişkim. “İş kuracağım, zengin olacağım, tekne alacağım “ diye hayaller kurar, beni de ona inanmam için ikna ederdi.

İlişki sallantıda, bitti bitecek, sebep arıyorum. Yolun başında ben küçüktüm, bir şey bilmiyordum, o benim için herşeyi bilen , tecrübeli bir adamdı. O ne derse doğruydu. Ancak ilerleyen yıllarda ben büyüdüm, onun aslında hiçbir şey bilmediğini öğrendim.
Şehir dışına gitmiş. Portakal ticareti yapacak Mersin”de. Ve tabii zengin olacak. Acayip mutlu, sesi mükemmel geliyor telefonda. Hı hı deyip geçiştirdim. “Bak” dedi, “Bu sefer yanımda bir arkadaşımı getireceğim , senin o Zargana Esra”ya ayarlamak için , kız da kurtulsun artık yalnızlıktan' dedi.
Esra iş yerinden arkadaşım. Kısa saçlı, uzun boylu, düzgün vücutlu, kibar, aklı başında, modern dansla ilgilenen, hani güzel denmese de, ortadan biraz daha üstün bir kız benim gözümde. O dönem “sevgilim yok sevgilim yok , yapayalnızım” diye başımı yiyiyor. Ben de bu telefon üstüne Benimki İstanbul”a gelirken bir arkadaşını getirecekmiş, seninle tanıştırmak için “dedim. Epey sevindik, heyecanlandık.
Ben İstanbul'da epey bilinen bir Sosyal Tesiste çalışıyorum. Organizasyonlarla ilgileniyorum; Sinema, tiyatro, seminer, konserler filan. Tesis gerçekten Türkiye”nin elit insanlarından oluşan özel bir tesis. İnsanlar beni az çok tanıyorlar . O gece açık hava sineması var, Sefiller oynayacak. Biz de bunları bekliyoruz.

Benimki (maalesef) benden epey büyük ve alakasız duruyor yanımda. “Boyfriendim” demiştim bir arkadaşıma tanıştırdığımda da, kız arkasını döndüğünde “ne boyfriend”i, bu resmen manfriend” deyip dalga geçmişti. Öyle işte. Nerden buldum ettim sormayın, kısmet ...

Film başladı başlayacak, bunlar yok, Esra heyecanlı. “Sen git” dedim, “ben onlarla beraber gelirim yanına.” Esra sinemaya gitti. Biraz bekledim yok, biraz daha bekledim. Baktım karşıdan sırıta sırıta geliyor benimki(maalesef)

Yanında da bir anlam veremediğim, iri yarı. neredeyse benim 3 katım bir adam. Allah Allah dedim. Bu ne alaka bir durum? Yaklaştı bu , ben hala gözlerimi kısarak bakıyor, yanında getireceği adamı arıyorum. Sarıldı falan. “Nerede arkadaşın?” dedim. “Gözükmeyecek kadar küçük mü ?” dedi gülerek.

Baktım, tekrar benimkine(maalesef), soru sorar gibi, nasıl yani der gibi, anlamaya çalışır gibi baktım. Dondum kaldım. Güvenlik görevlileri, tesiste çalışan insanlar da gözlerini bize çevirmişler merakla bakıyorlar. Benimki zaten alakasız bir tip de, yanındaki için ne diyeceğimi bilemiyorum.

“Bu” dedi, “benim çok yakın arkadaşım Adnan. Dünya iyisidir bu” dedi. Ben herhalde portakal kamyonunun şoförü diye geçiriyordum içimden." Memnun oldum "demeye çalıştım ama bir türlü ağzımdan çıkmıyor o cümle, insanlar bana bakıyor bu kadar iki alakasız adamla ne konuşuyor diye. Giyinmişim şım şıkır.

Adam 2 metre var, kilosunu tahmin edemiyorum, hani var 140 150 bilemiyorum tam olarak. Yeşil takım elbise giymiş, iki yakası asla kapanamayacak cinsten. Göbek çıkmış, taşmış. Pantolunun paçaları kısa, ayakta beyaz çorap, siyah makosen çamurlu ayakkabı. Adam kömür gibi kara.

“Adnan bu mu dedim? “

“Evet, Nerde Esra” dedi. Yanında dünyanın en uygun adamını getirmiş gibi bir edayla.

“Esra”mı? Esra biraz rahatsızlandı falan filan “diyerek birşeyler gevelemeye çalıştım. “Benim de gitmem lazım aşağıdan bekliyorlar” dedim. Ama nereye kaçacağımı nereye sığınacağımı bilemedim.

Tamam mutlaka çok iyi bir insan olabilir, mutlaka sana çok yardımı olabilir ama Esra o adamı görseydi benimle arkadaşlık etmezdi bir daha. Apar topar onları gönderdim oradan. Esra”ya da adam gelememiş işi çıkmış dedim.

Ertesi gün telefonlaştığımızda “ ya sen deli misin” dedim, “nasıl getirirsin o adamı, Esra onunla çıkar mı Ya yapma gözünü seveyim” dedim. Kendini o kadar inandırmış ki bu olaya, “Esra da sıskanın teki, sanki çok mu güzel?” dedi. Ya ne söylenir ki, ne diyeyim ki, “gözün kör mü senin?” dedim. Dalga geçti bir de benimle. Onu bırak, adam evli 4 çocuğu varmış. “İnanamıyorum sana” dedim .

“Eee ne olacak, Esra bir iki gün takılırdı, evlenecek halleri yok ya” dedi.

“O adamın nesine takılacak Esra?”

Tahmin edeceğiniz gibi bu onunla son konuşmam oldu. Bir daha ne aradım, ne aramak istedim, yıllar geçti Facebooktan mesaj atmış, görünce elim ayağım dolandı o anı yaşadım. Hemen sildim yok ettim, engelledim.

Herkesin hayatında bir daha asla görmek istemeyeceği biri vardır değil mi?
İş yerindeki güvenlik görevlileri ertesi gün “ ya Betty Hanım, o iki adamı biz almayacaktık aslında ama sizin arkadaşınız olduklarını söyleyince gönderdik. Gerçekten arkadaşınız mı onlar sizin?” Dedi...

Sustum..ne deseydim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder