8 Mart 2010 Pazartesi

AŞK TEK KİŞİLİKTİR SEVGİLİ

  Sana o kadar çok şeyimi verdim ki
“Benim” diyeceğim birşeyim kalmadı.....

Biraz önce sana gelmek için heyecandan delirerek aldığım otobüs biletlerini iade etmeye gittim. Alırken nasıl da mutluydum oysa ki. Şimdi elime altı ay içinde kullanılmak koşulu ile tutuşturdular kağıt parçalarını  Bir daha kullanmayacaktım belki de o biletleri. Elime aldığımda engel olamadım gözyaşlarıma. Ben böyleyim işte ince, narin ,kırılgan ve hüzünlü)

Biliyorum ki şimdi sen uzaklardayken çok mutlusun, gülüyorsun, yanındakilerle şakalaşıyorsun, aklından bile geçmiyorum ben. İşte gücüme giden de bu! Ben senin için ağlarken, tenimde bir sürü bıçak kesiği acıyı hafifletmek için ilaçlar ararken, dayanmaya çalışırken, senn  bunu hiç takmaman. Bu aklıma geldikçe daha da beter oluyorum, tuz döküyorlar kesiklerime...

Oysaki ben gözbebeğim gibi baktım sana,  ilişkimize. Diğer klişe, sıradan ,kıskançlık kokan, maddeler halinde yazılmış kanunlara yönelik , özelliksiz ilişkilere benzemesin ilişkimiz diye mücadele etmiştim...
Seni kıskanmadım hiç o kadar çok güveniyordum ki.

Sevmek Güvenmektir.
Telefonun kapalı olduğu zamanlarda gizli birşeyler çevirdiğini asla düşünmemiştim, çünkü sen, buna en çok karşı olan kişiydin. İşte ben bu yüzden seni sevmiştim. Güvenmek sevgi için en önemli kriterdi. Ben de gönül rahatlığıyla bir ilişki yaşıyordum ilk kez. “Acaba?” “başkası mı var?” “beni sevmiyor mu acaba?” “ beni terk eder mi acaba” larım olmadan. Çünkü bırakmıştım kendimi ilişkiye, sonu olacak mı olmayacak mı diye düşünmemiştim. Çünkü huzurluydum yanında. Gideceğini bilmek bile seni sevmemi, sana alışmamı, bağlanmamı etkilememişti.  Sen bana “hoşçakal” bile demedin giderken,  kısa bir mesajla da olsa. “Olsun” dedim “unutmuştur, işleri çok, kafası dalgın” . Ama biliyorsun ki zeki insanlar işi de aşkı da beraber yürütebilirler, yeter ki istesinler. Erkek isterse ikisini de yapabilir.

Bana bir mesaj bile atmayan sevgilime(ki o sırada başka birine mesaj atıp, şiirler göndermeyi ihmal etmemiş) memleketinden uzaklarda kendini yalnız hissetmesin diye destek olmaya çalıştım, azıcık gülsün güzel gözlerinin içi diye güller gönderdim bin bir engeli aşarak..Olsun.. hiç gocunmadım. O herşeye değer dedim. Onu mutlu etmek şu anda kendi mutluluğumdan  daha önemliydi. Bu ne kadar saçma aslında değil mi? Kilometrelerce uzakta birisini seviyor, onunla ilgili planlar yapıyorsun ama o ne yapıyor kiminle,  aklı nerde,  seni düşünüyor mu. bilmiyorsun. Tek düşündüğüm isediğim beni semesi. Ben onu mutlu ederim yeter ki sevsin beni. Yanına çağırsaydı beni "burada benimle kal " deseydi zor olacağını bilsem de “sırf o istiyor, sırf o mutlu olsun” diye herşeyi bırakıp gidecektim. Ki ben hayatımda ailemin dışında , tek başıma ya da başka biriyle değil yaşamak, bir kaç gün üst üste bile kalmadım.

Sevgi; fedakarlıktır, sevgi; onun için kendinden vazgeçmektir.

Yükseğe çıkamaz asansöre binemezken sırf onun yanında olabilmek için bunları yaptım. Yanımda o vardı, benim için birşeyler yapardı, beni korurdu, çocuğu gibi , kızı gibi severdi belki. Oysa ki sen
hastalandığımda beni aramayıp ilgilenmedin bile ama yine kızmadım seven insan merak etmez mi sevdiğini dedim sadece. Bunu da unutayım dedim. Belkide benim küçük bir kız çocuğu olmadığımı düşünüp” başının çaresine bakar,  önemli birşey yok” diye düşünmüştür dedim. Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil ki. Öyle değil mi.?

Sevmek; onu değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmektir.

Tanıştığımızdan beri bana hiç iltifat etmedi - ki benim için daha doğrusu her kadın için beğenilmek ne kadar önemli o çok çok iyi biliyor- . Duygularını, beğenilerini asla dile getirmedi,  belki de içinde saklıyor, böylesi de güzel. Çünkü sevmek; onu değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmekti.

Bana çok özel bir ilgi, sevgi göstermedi, ne sevgililer gününde ne de diğer özel günlerde. Sevseydi diyorum azıcık önem verseydi bana bir hafta sesimi duymadan durabilir miydi? Ne kadar yoğun olursa olsun bir mesaj atmak zor mudur sevgiliye?
Olsun,  aramasın da sevsin beni , yeter ki sevsin beni dedim.

Bana giderken hoşçakal demeyen sevgili, eski sevgilisine hoşçakal diyorsa; suç onda mı ona kendimi sevdiremeyen bende miydi?

Aşk tek kişilik midir hakikaten ?

6 yorum:

  1. aynı anda benzer şeyleri yaşayan bir kadın daha.. üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.. ama yalnız değilsin, bunu demek istiyorum sadece sana.. erkekler böyle işte, bize kabullenmek düşüyor.. ne onlarla oluyor ne onlarsız.. suç her iki tarafında, ama en çok bizde.. biz seçiyoruz onları..

    YanıtlaSil
  2. bu seferki farklı diyorsun... ama olmuyor...

    YanıtlaSil
  3. "sevmesen ölürdün, sevdin onu öldün"
    ama "sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?"
    umarım sevmeye değer bir elma bulursun kendine ve "çırılçıplak elma yersin. denizin ortasına kadar elma yersin"

    YanıtlaSil
  4. bazen o kadar aşık oluyoruz ki bize gönderilen sinyalleri algılayamıyoruz. illa her şeyi haklı göstermek için çalışan bir beynimiz var. yeni tur yeni şans de geç betty. bu işler böyle malesef.

    YanıtlaSil
  5. Seni merak ediyorum 10 gün geçti yazının ardından,hafifledimi acın? ne olur hafiflemiş olsun,bu beni çok rahatlatıcak bana umut verecek.Yalnız değilim bak bu dünyada bana benzer duygular yaşayan nice kadınlar var, bunu bilmek bencilce ama güzel geçmiş olsun lütfen Betty ,unutmaya,ağlamamaya başlamış ol lütfen...(é)

    YanıtlaSil
  6. tamam peki adsız ..unutmaya başladım bile ağlamıyorum hatta ...

    YanıtlaSil