Kitap yazmak …Evet , gerçekten özveri, sabır isteyen bir iş. Bir kere piyasadaki çıkan kitaplara bakmalısın , ne tip kitaplar yayınlanmış, yazmayı planladığınız ya da yazdığınız kitabın benzerleri var mı, hangi yayınevleri sizin yazdığınız tür uygun , hitap edeceğiniz kitle..vs. en başta ben bunları araştırdım. Eğer iyi bir çevreniz varsa yazar ajanı adı altında bu işleri yapan, yazarla yayınevi arasında iletişim kuran, size bazı tüyoları veren ve bu işten bir miktar para alan şahıslar var. Yayınevindekileri tanıyorlar, hangi kitap nerede, nasıl satar bu konuları biliyorlar. Böyle bir insanla tanışma fırsatınız varsa sizi doğru yönlendirebilir.
Ama ilk defa bu işe atılacaksanız benim yaptığım gibi tüm kitapçılar dolaşılır. Yazdığım türe uygun kitaplar yayınlayan yayınevindeki editörlerin isimleri, e mailleri alınır bir kenara not edilir. Sonra kitap dosyasının bir kısmı kısa bir özgeçmişiniz ve kitabın içeriği hakkında bilgiyle beraber gönderilir. Hepsini göndermemekte fayda var. Bazı kısımlar aşırılabiliyor..Asla el yazınızla yazdığınız bir dosyayı yollamayın, değerlendirmezler bilr.
Ben kitabımı aşağı yukarı 6- 7 ayda yazdım. Fakat bunları düzenlenmesi, imla hatalarını düzeltmek, tekrar gözden geçirip bazı yerlerini çıkartmak vs. bir altı ayımı daha aldı.
Çok önemli bir konu var, benim kitap yazdığımı duyan tanıdıklarım "ay ben de çok istiyorum yazmayı , hayatımı yazacağım, herkes öğrensin , böyle bir hayalim var" diyorlar. Eğer Hollywood yıldızı değilseniz, siyasi partilerden birinde başkan, yardımcısı vs. değilseniz kimse sizin hayatınızı merak edip bu kitabı almaz, bunu unutun. Herkesin hayatı ilginçtir tek sizinki değil. Hele ilk kitabınızsa asla ve asla bir yayınevi bu kitabı yayınlamaz hatta kitap dosyasını okumadan size yollar.
Yazdığınız konuyla ilgili yurt dışında yayınlanan kitaplardan da faydalanabilirsiniz. Alıntı yaparken kaynak ve isim belirtebilirsiniz. En önemlisi iyi bir yazar olmak için kanımca iyi bir okuyucu olmanız gerekmektedir.
İlk kitap için -ciddi bir yayıneviyle çalışıyorsanız -size telif hakkını öder. Satılan kitap üzerinden belli bir yüzde de size ödenir. Ama çoğu yayınevi sadece telif ödeyip gerisini ikinci baskıya da bırakabilir.
Ben tüm bu yolları geçtikten sonra başladım hayatımdaki en heyecanlı süreci yaşamaya. BEKLEMEK!!! Gözlerim sürekli mailimdeydi. Her maili heyecanla açıyordum. Aradan bir ay kadar geçti. Yaklaşık altı yedi yayınevinden cevap geldi. Cevaplar ortak noktada buluşuyordu. “Yazım dilinizi beğendik, konu seçimi güzel ancak siz tanınan biri değilsiniz. O yüzden bunu yayımlamamız riskli. Biz de bu riske girmek istemiyoruz.” Hem sevindirici hem üzücüydü. Beğendikleri belliydi bundan acayip bir zevk alıyordum. Konu çarpıcı, cesur ve radikaldi bunun da farkındaydım, tepki alabilirdim bunların hepsini göze almıştım.
Veee ilk yayınevinden cevap. “Yarın görüşmeye bekliyoruz”. Aman Allahım ne diyeceğim ne giyeceğim. Ben bir yazar mıyım şimdi, yazarlar nasıl davranırlar vs.vs.. O gece heyecandan uyuyamadım. Nasıl bir yerdi bu yayınevi acaba? Taksimde bulunan orta büyüklükteki yayınevine görüşmeye gittim. Oradan ,buradan, yazarlardan konuştuk, sıra geldi benim kitaba. “Kitabınıza editör arkadaşlarım da baktı, diliniz net ve anlaşılabilir, keyifli bir anlatımınız var ve konu çarpıcı. Ama ilk kitap meselesi. Zordur bu. Biz şu şu gazetede ilan yayınlıyoruz ve bunun da şu kadar masrafı var. Bu parayı karşılayabilirseniz kitabınız bir ay sonra raflarda olur.”
Dan dan dan.! Para mı? Para mı verecektim bunun için.? Bu işler böyle mi yürüyordu.? Teşekkür ettim ve böyle bir ücreti prensip olarak veremeyeceğimi söyledim. Ben kitabımı parayla çıkarmayacaktım. O benim bütün emeğimi verdiğim ilk ve tek eserimdi. Ona böyle davranamazdım.
Daha sonra mailler gelmeye devam etti. Üç büyük yayınevi tabiî ki red cevabını verdi. Onların belirli bir yazar kadrosu var ve onun dışına pek çıkmıyorlar. Siyasi görüş konusundaki engelleri de söylemiyorum. Bir yayınevine inat edip dört kere dosyamı yolladım ve telefon açtım.” Bakın bu kitap çok satacak, eminim. Ama ancak siz yayınlarsanız “dedim . Adamlar olumsuz cevap verdiler. Siz görürsünüz dedim. Hayatımda ilk defa bir konuda kararlı ve ısrarlıydım, bu kitap çıkacaktı, bu kitap D&R’da Remzi’de vs. raflarda olacaktı. Rüyalarımda hep D&R ‘daki raflarda görüyordum, herkes benden bahsediyordu imza istiyorlardı tam o sırada uyanıyordum İki yılım bu hayalle geçti.
Bir süre bekledim. Başka bir yayınevi buldum, daha küçük bir yayınevi .Tam anlamaya varacağız kriz patlak verdi. Bir süre beklemeye aldık. Kriz sırasında kağıt bulmakta zorluklar yaşandı, yayınevinin çalıştığı matbaa bozuldu. Kitaplar kitapçılara ulaşacakken kuvvetli yağmurlardan nasibini alan kitap deposundaki kitaplarım sular içinde kaldı, arabalar yola çıkamadı. Yılmadım, sabırla bekledim. Hem de ne sabır. Sonra basım sırasında yapılan bir hatadan dolayı kitabım çıktığı gün kitapçılardan toplatıldı. “Evet “dedim “bu kitap çıkınca kesin başıma bir iş gelecek”. Hatta annem; “kızım bu işi bırak, olmayacak “dedi.” “Hayır, olacak” dedim.
En sonunda bir sabah D&R ‘a gittiğimde “Yeni Çıkanlar “kısmında duruyordu. Uykusuz gecelerim, sıcak yaz günlerinde bilgisayar karşısında döktüğüm terler, yayınevlerinden gelen olumsuz cevaplara döktüğüm yaşlar ve suratına atmak istediğim birisi için orada gururla bekliyordu hem de çok ünlü ve kendini beğenmiş bir yazarın kitabının yanında. Sarıldım ona, kokladım, benim cümlelerim, benim kelimelerim oradaydı işte. Hemen bir fotoğraf. Zıplamaya başladım. İnsanlar bana bakıyordu. Olsun. Bu kimsenin yardımı olmadan tek başıma kazandığım bir şampiyonluktu. Ve ben öldüğümde artık arkamda iyi de olsa kötü de olsa bir eser bırakmıştım….Şimdi ikincisine başladım. Yazmak aynı aşk gibi,..tutku…bağlılık, kelimelerle dans etmek, evirip çevirmek bana mutluluk denen o duyguyu iliklerime kadar hissettiriyor. Para kazanmayı umut ediyorsanız fazla bir beklentiniz olmasın. Elif Şafak ya da Orhan Pamuk gibi değilseniz ÇOK PARA kazanmanız mümkün değil. Ve benim yaşadıklarımı yaşayacak sabrınız yoksa hiç yazmayın hayal kırıklığına uğramayın.
E- kitap konusuna gelelim. İnsanlar alışıncaya kadar zorlanabilirler. İnternetten okumakla kitapçıdan alıp okumak tabiî ki kıyaslanamaz. Ama her şeye alıştığımız gibi buna da alışıp keyif almaya başlayabiliriz. Denemekte fayda var.
Güzel bir özet olmuş anlattıkların. Malum aynı heyecanı yaşamak aynı heyecanın tadına bakmak istiyorum. En çok herkes yazmak istiyor fikrine katıldım ve nasıl yapıyorsun sorusunu sorduklarını da ben ilave edeyim. Ayy bende yazıyorum, görüştüğün biri varmı gibi. İleride olur mu bilmem ama bunu gerçekten isterim.
YanıtlaSil