Biraz önce hep
yaptığım gibi instagram ve twitter”da
gezindim. Fenomenlerin, ünlülerin, medyatik insanların, köşe yazarlarının twitlerine baktım. Zamanımı almasın diye yorumlara bakmak adetim değildir. Okurum, geçerim ana
başlıkları. Tesadüfen yorumları da
okumaya başladım bugün.
Annaaam, o ne?
Allah beni takipçilerin şerrinden korusun. Adamı çürütür onlar, nazardan
çatlatır, kör kuyularda merdivensiz bırakır, zona yapar, iki uçlu kişilik
bozukluğuna (bipolar) sokar, vücutta kistler çıkartır, ameliyat parası
verirsin. Sigaraya, içkiye başlatır, hastaneye yatırtır, intihara meylettirir.
Yapmayın yavrum,
yapmayın, etmeyin
böyle. İnsan evladı onlar. Ya bu insanların anneleri babaları, sevgilileri,
eşleri var. Bu yazılanlar nasıl bozuyor ilişkileri, yazık değil mi? Her gün
anana, babana sevgiline, kardeşine, kalçalarına, gözlerine bakışlarına
küfretseler n’aparsın?
Bir boş verirsin,
iki boş verirsin ama onlar her bir köşeden çıkıp sana bok atmaya, seni bir karafatma gibi görüp ezmeye çalışırlar.
Amaç ne? Hiç. Bok at, rahatla. Zavallılığını,
hastalıklı kişiliğini, öfkesini ve tüm ezilmişliklerinin acısını çıkartmak için
en uygun yer sosyal medya ve fenomenleridir.
Sevgilin seni terk mi etti, annen yemek yapmamış mı bugün, yine kotun içine giremedin mi, hava çok mu sıcak? Gir internet'e , saldır fenomenlere. Çirkinsin de, evde kaldın de, at suratlısın de, bu kızın nesini beğeniyorlar de, sen edebiyatçı mısın de, senin neyini takip ediyorlar anlamadım de, rahatla. Bunu sıçman için en uygun yer de burası; hem de besbedava. Sıç, batır, kirlet; yüzünde pis bir joker gülüşü kalsın. Yolda görseler boynuna sarılacaklar, “sana bayılıyorum, canııımmmm" diyecek kişiler internete girince vampirleşiyor, adamın kanını emiyorlar. Biz böyleyiz, biz sevdiğimizi siken milletiz.
Sevgilin seni terk mi etti, annen yemek yapmamış mı bugün, yine kotun içine giremedin mi, hava çok mu sıcak? Gir internet'e , saldır fenomenlere. Çirkinsin de, evde kaldın de, at suratlısın de, bu kızın nesini beğeniyorlar de, sen edebiyatçı mısın de, senin neyini takip ediyorlar anlamadım de, rahatla. Bunu sıçman için en uygun yer de burası; hem de besbedava. Sıç, batır, kirlet; yüzünde pis bir joker gülüşü kalsın. Yolda görseler boynuna sarılacaklar, “sana bayılıyorum, canııımmmm" diyecek kişiler internete girince vampirleşiyor, adamın kanını emiyorlar.
Hiçbir şey
bulamadılar mı seni karalayacak? Yok canım, mümkün değil. Üşenmiyorlar, facebook
adresinizi buluyorlar. “Ay, bu bilmem kimmiş; ne çirkin, di miii? ” diye ortalara salıyorlar fotoğrafınızı.(tabi
en kötü çıkanını) Akşam kamerayı aç, diye ayaklarına kapanan takipçilerin, kamerayı
açıp yüzünü gösterdiğinde , ertesi gün sabah namazından önce kimliği belirsiz memeler
ve götlerin altına. ‘Bu, onun götü, akşam bana gösterdi sonra da verdi, diye
ifşa ediyorlar Ve o tanımadığın götü , memeleri sahipleniyor, onlarla yaşamaya başlıyorsun...Diyelim kamerayı açıp
kendini göstermedin tüm ısrarlara rağmen , illa ki bir yolunu bulup seni orospu, aşüfte, kıl, çirkin
karı diye yaftalıyorlar. Şeytani işlere kafaları çok hızlı çalışıyor bunların.
İtiraf etmeliyim, sosyal medyayla çok içli dışlı olmaya başladığında aynen onlar
gibi davranmaya, bu davranışları normal karşılamaya başlıyor ve bu iğrençliğin
bir parçası oluyorsun.
Ben iki kitap
yazdım, bin küsur takipçim var, bloğum da
eh işte ara ara okunuyor. Bu kadar kısıtlı elemanla bu kadarcık şöhretle bile(!) baş edemiyorsam, onlar ne yapsın? Ne imla bozukluklarım kaldı, ne
seviyesizliğim, ne karakterini kişiliğini bulamamışlığım kaldı, ne ezikliğim.
Birisi de “bu, kadın düşmanı” diye
beni hedef gösterdi. Elim ayağım titredi okurken. Yavrum, eski kuşağım ben, alışık
değilim böyle suçlamalara, ne denir, ne
cevap verilir bilmem. Küfrü bile burada öğrendim. Bilmediğim ne kadar kötü
yönlerim varmış, sağ olsun takipçilerim sayesinde biliyorum artık.
Aman, uzak durun
kuzucuklarım buralardan. Buralar tehlikeli.
Bir ara uyku
uyuyamıyordum laf sokmalar yüzünden. Özel mesajlarla” canımsın, çok şekersin” diyen erkekler, birkaç güne
kalmadan en sevmedikleri, en çok dedikodusunu
yaptıkları kızlarla sevgili oluyorlar, hatta evleniyorlar. Ne diyeyim şimdi
onlara? Ulan bu adam arkandan az atıp
tutmadı desem, “hadi, hoşt, sen kimsin, kıskanıyorsun, di miiiii” diyecekler.
Aman kızım, sen uzak dur bunlardan dedim kendime. Evimde kahvemi, sigaramı içip karşı apartmandaki emekli Hayrinussa ablayı çağırırım . Sağ olsun, her regl olduğunda balkondan işaretlerle anlatır bu durumunu. ‘ Ölüyorumm, gidiyor, akıyor” diye belinden aşağısını gösterir. Ben de “Allah vergisi n’apcan, hepimizin başında bu sorun” der, geçiştiririm. Hadi gel bir kahve içelim, rahatlarsın diye davet ederim. Kocasının tuvalete işedikten sonra temizlemediğinden, ıslak bornozu yatağının üstüne attığından filan bahseder. En azından onları dinlerim. Ya da tanesi 1 tl olan limonu Bim'de 50 kuruşa bulduğundan bahseden Nezahat hanımla sohbet ederim.
Her geldiğinde “ay, benimkiler tutmuyor bir türlü, diye sardunyalarımdan çıt çıt dal kopartan Hanife hanım'ı çağırırım. Kimseyi bulamazsam balkonları filan yıkarım, vadesi dolmuş ilaçları, ketçapları mayonezleri atarım. Bir işe yararım. Liseli arkadaşlarla buluşur ;elle tutulur, gözle görülür hatıralardan bahseder, uzak dururum bu sanal dünyadan.
Aman kızım, sen uzak dur bunlardan dedim kendime. Evimde kahvemi, sigaramı içip karşı apartmandaki emekli Hayrinussa ablayı çağırırım . Sağ olsun, her regl olduğunda balkondan işaretlerle anlatır bu durumunu. ‘ Ölüyorumm, gidiyor, akıyor” diye belinden aşağısını gösterir. Ben de “Allah vergisi n’apcan, hepimizin başında bu sorun” der, geçiştiririm. Hadi gel bir kahve içelim, rahatlarsın diye davet ederim. Kocasının tuvalete işedikten sonra temizlemediğinden, ıslak bornozu yatağının üstüne attığından filan bahseder. En azından onları dinlerim. Ya da tanesi 1 tl olan limonu Bim'de 50 kuruşa bulduğundan bahseden Nezahat hanımla sohbet ederim.
Her geldiğinde “ay, benimkiler tutmuyor bir türlü, diye sardunyalarımdan çıt çıt dal kopartan Hanife hanım'ı çağırırım. Kimseyi bulamazsam balkonları filan yıkarım, vadesi dolmuş ilaçları, ketçapları mayonezleri atarım. Bir işe yararım. Liseli arkadaşlarla buluşur ;elle tutulur, gözle görülür hatıralardan bahseder, uzak dururum bu sanal dünyadan.
Ay, uğraşamam ben, hastanelik olurum. “Saçını
atkuyruğu yapmış 40 yaşında kadın, seni kim incitti” diye tweet atmışlar. Elimi
saçıma attım, at kuyruğuydu. Altımda da
beli düşük şalvar pantolon vardı, üzerimde I’M SO YOUNG yazılı t-shirt. Ben
şimdi bu kıyafetle selfie çekip koysam instagrama , beni gazeteye çıkartır bunlar, linç ederler.
Yırtık kotumu korkudan giyemez oldum. Mango’ya, Zara’ya, Berchka ‘ya zaten yaklaşamıyorum; çık bu
mağazadan, burası gençlerin diye
kovarlar beni bunlar mazaalah.
Ne yapsan etsen
ezmeye çalışıyorlar seni. Dünya güzeli olsan, amaan, kaprislinin teki, olursun. Burnun kalkık, dudakların dolgunsa
estetikli olursun. Yaşından genç gösteriyorsan , botokslusundur. Hayvanlara yardım etmekten bahsetsen, dikkat çekmeye çalışıyorsundur.
Öldürülen PKK’ li
kadınla ilgili haberin altına “Bu insanlık
değil” yazsan , vay terörist!, alın şunun adresini, yayın, imansız,
Şehit olan askerlerle ilgili haberin altına “yine terör yine terör, analar artık ağlamasın" desen, pis ulusalcı, , bizimkiler ölürken neredeydin”
Gündemden uzak tweetler attığında " insanlar ölüyor, senin umurunda mı ?"
Sevgilini yazarsan
, görmemişin sevgilisi olmuş ondan
bahsediyor, başka hiç sorun yokmuş gibi,
Siyaset yazarsan , “sen
bir boktan anlamıyorsun, yazma komik
oluyorsun”
Kitaptan bir cümle
paylaşırsan , “ay, sen edebiyattan ne
anlarsın?” diyorlar. Dİyorlar, diyorlar, ağızlar hep konuşuyor...
Geçen gün sosyal medyanın ilk fenomeni olan kız bir fotoğraf koymuş instagrama, altına döşemiş de döşemişler. ‘Ne kadar sığsın, ne kadar
basitsin’ diye. Ya, kız ne yapsın, kendi kendine blog
yazıyordu. Ünlü olmak gibi niyeti yoktu. İnsanlar sevdi, beğendi, o da yazdı.
Kimse beğenmese kendi kendine ünlü olacak hali yoktu. O sessiz sessiz
yazıyordu, içini döküyordu. Keşfedildiyse suçlu mu? Bırakın da insanları belki
hayatı boyunca bir kez gelen şansı değerlendirsin, mutlu olsun. Açıkçası ben bile özenmiştim başta ona. Ay, ne güzel, insanlar bir tweeti için benim bir
aylık maaşımı ödüyorlar, ofise gitmesine de gerek yok. İmza günü için otobüsler
kalkıyor, ne hoş, herkes kızı gördüğünde
üstüne atlıyor. Tam istediğim iş diyordum ama şimdi hangi fotoğrafı koysa,
yemediği küfür, duymadığı hakaret kalmıyor. Allah yardımcısı olsun, bunlara cevap versen de bitmez.
Boş ver diyorum kendime, otur oturduğun yerde; ne fenomeni, ne ünlüsü. 1600
küsur takipçin neyine yetmiyor. Normal
ve sıkıcı hayatına devam et sen. Bu
çekirge sürüsüne cevap yazacağım diye yemeden içmeden kesilirim, uyku uyuyamam,
dağlara kaçarım, izimi kaybettiririm. Ay, Allah korusun sizi bunların şerrinden
.Ya hiç girmeyeceksin sosyal medya işine ya da kimliğini yüzünü gözünü koymadan
yazacaksın. En azından tipinle ilgili yorumları okumak zorunda kalmazsın.
Benim kitabın haber yapıldığı gazetede yorum olarak “ ay, çok klişe, bir de ben yazayım da görsünler” diyen gazeteci hanım kızımızı da çok ayıpladım valla. Sen koskoca (!) gazeteci olmuşsun, oturduğun yerden ona buna laf sokuyorsun. Minyon(!) yüzüne hiç yakışmamış canım o tarzın. Eleştirileceksin tabii ki, ama onu da mahalle kadınları kavgasına benzetmeden yapacaksın . İşte tam da bu durumda yapılan “eleştiri” değil, küçümseme, ezikleme, başkasını mutsuz edip bundan mutlu olma isteğine dönüyor.
Benim kitabın haber yapıldığı gazetede yorum olarak “ ay, çok klişe, bir de ben yazayım da görsünler” diyen gazeteci hanım kızımızı da çok ayıpladım valla. Sen koskoca (!) gazeteci olmuşsun, oturduğun yerden ona buna laf sokuyorsun. Minyon(!) yüzüne hiç yakışmamış canım o tarzın. Eleştirileceksin tabii ki, ama onu da mahalle kadınları kavgasına benzetmeden yapacaksın . İşte tam da bu durumda yapılan “eleştiri” değil, küçümseme, ezikleme, başkasını mutsuz edip bundan mutlu olma isteğine dönüyor.
Yapmayın evlatlarım!
Evinizde reçel yapın, seyahate çıkın,
kitap boyayın ama şiddet nefret hakaret sözleriyle doldurmayın sayfanızı. Sevmediğiniz
yazarları da okumayın. Nasıl gidip Jose Saromago’
ya, ulan sen de sübyancıymışsın he,
karını da aldatmışsın, kitapların da çalıntıymış(tamamen örnek) deyip, sosyal medyada hakaret edemiyorsan, onlara
da atma. Elim varmışken deyip geçmeyin o klavyenin başına. En azından eleştirileriniz
de tutarlı, seviyeli olsun. Pis kusmuklarınızı bulaştırmayın buralara. Temizlemesi
zor oluyor; rica ediyorum.
Ben gidip mercimek çorbası pişireyim. Aşağıdaki kız
yeni evlenmişti. Bebeği yirmi beş günlük daha.Kocası kırkının çıkmasını bekleyemeden aldatmış onu. o da kızını alıp annesinin evine gelmiş; ilgileneyim biraz.
EKSİK OLMAYIN Bİ DE ŞUNU DEMİŞSİNİZ. Çakma Pucca’ymışım, onu taklit
ediyormuşum. Varsın, öyle bilinsin, belki onu çok okuduğumdan, okurken
eğlendiğimdendir. Siz öyle bilin.
ahaha pucca özentisi mi demişler sana..Ayıp etmişler... Bu arada yazın harika olmuş süper bayıldım bi ara beni ara da dedikodulaşalım senle.. numaranı silmişim yeni telefona rehberi aktarırken öptüm
YanıtlaSil